İŞİMDEN NEDEN VE NASIL AYRILDIM
Selam millet!
Yazacaklarım malesef ki laylaylom şeyler değil. Yani her zamanki seda yazısı değil, o yüzden baştan uyarayım. Ve işten ayrılmamla ilgili tüm detayı anlatmayacağım. Sadece size yardımcı olabileceğini düşündüğüm 1-2 noktadan bahsedeceğim.
Biliyorsunuz 20 gün falan önce işimden ayrıldım. 3 senedir gerçekten özveriyle ve sanki kendi işimmiş gibi çalıştığım bir yerdi. Öyle ki sabahları bazen eşimden dolayı 5-10 dakika geç kaldığımda (eşim bırakıyordu beni işe sabahları) delirirdim, onunla tartışırdım beni geç bırakıyorsun diye. Çalıştığım süre boyunca şirkette neler yapmadım ki... İngilizce çeviriler, tercümanlık, CBS (coğrafi bilgi sistemi) çalışmaları, proje (ki asıl iş tanımım buydu), kesin hesap, ayak işleri neler neler... Her verilen işi hayır demeden yapan bi insandım. Hep öyleyimdir yani bana bişey veriliyorsa yaparım çünkü çalışmayı gerçekten seviyorum (bu bıdı bıdı değil, gerçekten seviyorum). Bu kendi mesleğimle alakası olmayan şeylerle uğraşırken sinir krizleri geçirmiyo muydum? Tabi ki geçiriyordum ama bir şekilde kafamdan atıyordum. Çünkü birlikte çalıştığım insanları seviyordum. Yani özetlersem, güzel zaman geçirdiğimi düşünüyordum.
Sonra geçen yaz işler biraz değişmeye başladı. Her zaman gününde yatan maaşlarımız bi ay yatmadı gününde. Olabilir falan derken ay ilerledi ama ödenen eden yok. Gidip muhasebeyle konuştuğumda (kimse çıkıp da bir açıklama yapmadı ben sorana kadar) şirketin biraz sıkıntıda olduğu, maaşımızın belki böyle aksamalarla, parça parça ödenebileceğini söylediler. Olabilir falan dedim. Ama o günden sonra bugüne dek maaşlarımızı babasından para isteyen çocuk gibi hep isteye isteye aldık. Ve ben son mart ayından beridir falan da hiç maaş almadım ufak bir avans hariç. Ve son bir kaç aydır da şirket içinde çok farklı sıkıntılar oldu. İşe girdiğimden beridir de bizler için (şirket çalışanları) çok da iyi olmayan şeylere de göz yummak durumunda kaldık. Bunları anlatamıyorum. İşte böyle bir durumdaydı artık şirket.
Gelelim benim ayrılma şeklime. Size yardımcı olacağını düşündüğüm nokta da burası zaten. Arkadaşlar eğer siz de maaşınızı almakla ilgili böyle sıkıntılar yaşıyorsanız sözleşmenizi haklı olarak fesih edebilirsiniz. Ve bu işlemle KIDEM TAZMİNATINIZI alabilirsiniz. Bunun 4857 sayılı kanunda yeri var. 24. maddenin e bendi! Bu madde diyor ki ;
Ben ne yaptım? İlk önce bir notere gidip avukatımın yazdığı ihtarnameyi hazırlattım. Bunda benim durumumla ilgili başka özel maddeler de vardı ama asıl nokta bu kanun maddesine dayanarak iş akdimi haklı olarak feshettiğimdi. İhtarname şirkete tebliğ edildiği tarihten itibaren feshediyorum yazıyordu ki zaten bugün hazırlatsanız ihtarname hemen ertesi günü gidiyor şirkete. Belli bir süre verdik alacaklarımın ödenmesi için. Ödenmezse yasal işleme başvuracağımızı belirttik. Ve ben ödeme alamadım. Şimdi o işin ayrı bir boyutu artık. Bu durumla ilgili burada paylaşımda bulunmak istemiyorum.
Benim size söylemek istediğim sadece hakkınızı aramak için böyle bir yol olduğu. Çünkü bu maaş ödememe, zamanında ödememe, eksik ödeme, parça parça ödeme mevzuları çok fazla oluyor, hepimiz yaşıyoruz. Eğer sizin de böyle bir sıkıntınız varsa, bu anlattığım da bir yoldur, aklınızda olsun istedim. Tabi ki her durum kendine özeldir, şartlar değişiktir. Bu anlattığım (bilemiyorum) belki her maaşını alamayan kişi için geçerli değildir. Bunu kesinlikle bir avukata danışın arkadaşlar. KESİNLİKLE! Sadece aklınızın bir köşesinde böyle bir ihtimal olarak kalsın istedim.
İşte böyle.. Hayat malesef ki hep lay lay değil.. Hiç ummadığınız durumların içinde bulabiliyorsunuz kendinizi bi anda.. Veya hiç beklemediğiniz şeyler görüp duyabiliyorsunuz.. Bunlara hazırlıklı da olunmuyor. En azından benim için bu böyle yani. Çünkü bunlara hazırlıklı olmak demek herkesten herşeyi bekleyeceksin demek, kimseye güvenmeyeceksin demek. İşte öyle yaşayamıyorum ben.. Belki de bundan seneler sonra öyle biri olucam bilmiyorum. Ama şu anda, şu yaşımda bunu yapamıyorum (ki gerçekten çok kazıklar yediğim halde).. Kendimi mutsuz edip oturuyorum. Nasıl yaparlar, nasıl söylerler, nasıl ederler diyip kendimi yiyorum. Ama arkadaşlar gerçekten hani babana bile güvenmeyeceksin diyorlar ya aynen öyle olmuş ortalık... Herkesten herşeyi beklemek lazımmış.
Böyle acı tecrübeler, sıkıntılar yaşamamamız ve bu anlattığım yola hiç başvurma gereği duymamanız dileğiyle ben kaçayım..
Sevgiler
Yazacaklarım malesef ki laylaylom şeyler değil. Yani her zamanki seda yazısı değil, o yüzden baştan uyarayım. Ve işten ayrılmamla ilgili tüm detayı anlatmayacağım. Sadece size yardımcı olabileceğini düşündüğüm 1-2 noktadan bahsedeceğim.
Biliyorsunuz 20 gün falan önce işimden ayrıldım. 3 senedir gerçekten özveriyle ve sanki kendi işimmiş gibi çalıştığım bir yerdi. Öyle ki sabahları bazen eşimden dolayı 5-10 dakika geç kaldığımda (eşim bırakıyordu beni işe sabahları) delirirdim, onunla tartışırdım beni geç bırakıyorsun diye. Çalıştığım süre boyunca şirkette neler yapmadım ki... İngilizce çeviriler, tercümanlık, CBS (coğrafi bilgi sistemi) çalışmaları, proje (ki asıl iş tanımım buydu), kesin hesap, ayak işleri neler neler... Her verilen işi hayır demeden yapan bi insandım. Hep öyleyimdir yani bana bişey veriliyorsa yaparım çünkü çalışmayı gerçekten seviyorum (bu bıdı bıdı değil, gerçekten seviyorum). Bu kendi mesleğimle alakası olmayan şeylerle uğraşırken sinir krizleri geçirmiyo muydum? Tabi ki geçiriyordum ama bir şekilde kafamdan atıyordum. Çünkü birlikte çalıştığım insanları seviyordum. Yani özetlersem, güzel zaman geçirdiğimi düşünüyordum.
Sonra geçen yaz işler biraz değişmeye başladı. Her zaman gününde yatan maaşlarımız bi ay yatmadı gününde. Olabilir falan derken ay ilerledi ama ödenen eden yok. Gidip muhasebeyle konuştuğumda (kimse çıkıp da bir açıklama yapmadı ben sorana kadar) şirketin biraz sıkıntıda olduğu, maaşımızın belki böyle aksamalarla, parça parça ödenebileceğini söylediler. Olabilir falan dedim. Ama o günden sonra bugüne dek maaşlarımızı babasından para isteyen çocuk gibi hep isteye isteye aldık. Ve ben son mart ayından beridir falan da hiç maaş almadım ufak bir avans hariç. Ve son bir kaç aydır da şirket içinde çok farklı sıkıntılar oldu. İşe girdiğimden beridir de bizler için (şirket çalışanları) çok da iyi olmayan şeylere de göz yummak durumunda kaldık. Bunları anlatamıyorum. İşte böyle bir durumdaydı artık şirket.
Gelelim benim ayrılma şeklime. Size yardımcı olacağını düşündüğüm nokta da burası zaten. Arkadaşlar eğer siz de maaşınızı almakla ilgili böyle sıkıntılar yaşıyorsanız sözleşmenizi haklı olarak fesih edebilirsiniz. Ve bu işlemle KIDEM TAZMİNATINIZI alabilirsiniz. Bunun 4857 sayılı kanunda yeri var. 24. maddenin e bendi! Bu madde diyor ki ;
4857 Sayılı İş Kanunu Hükümleri
İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı
MADDE 24
Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
....
e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,Ben ne yaptım? İlk önce bir notere gidip avukatımın yazdığı ihtarnameyi hazırlattım. Bunda benim durumumla ilgili başka özel maddeler de vardı ama asıl nokta bu kanun maddesine dayanarak iş akdimi haklı olarak feshettiğimdi. İhtarname şirkete tebliğ edildiği tarihten itibaren feshediyorum yazıyordu ki zaten bugün hazırlatsanız ihtarname hemen ertesi günü gidiyor şirkete. Belli bir süre verdik alacaklarımın ödenmesi için. Ödenmezse yasal işleme başvuracağımızı belirttik. Ve ben ödeme alamadım. Şimdi o işin ayrı bir boyutu artık. Bu durumla ilgili burada paylaşımda bulunmak istemiyorum.
Benim size söylemek istediğim sadece hakkınızı aramak için böyle bir yol olduğu. Çünkü bu maaş ödememe, zamanında ödememe, eksik ödeme, parça parça ödeme mevzuları çok fazla oluyor, hepimiz yaşıyoruz. Eğer sizin de böyle bir sıkıntınız varsa, bu anlattığım da bir yoldur, aklınızda olsun istedim. Tabi ki her durum kendine özeldir, şartlar değişiktir. Bu anlattığım (bilemiyorum) belki her maaşını alamayan kişi için geçerli değildir. Bunu kesinlikle bir avukata danışın arkadaşlar. KESİNLİKLE! Sadece aklınızın bir köşesinde böyle bir ihtimal olarak kalsın istedim.
İşte böyle.. Hayat malesef ki hep lay lay değil.. Hiç ummadığınız durumların içinde bulabiliyorsunuz kendinizi bi anda.. Veya hiç beklemediğiniz şeyler görüp duyabiliyorsunuz.. Bunlara hazırlıklı da olunmuyor. En azından benim için bu böyle yani. Çünkü bunlara hazırlıklı olmak demek herkesten herşeyi bekleyeceksin demek, kimseye güvenmeyeceksin demek. İşte öyle yaşayamıyorum ben.. Belki de bundan seneler sonra öyle biri olucam bilmiyorum. Ama şu anda, şu yaşımda bunu yapamıyorum (ki gerçekten çok kazıklar yediğim halde).. Kendimi mutsuz edip oturuyorum. Nasıl yaparlar, nasıl söylerler, nasıl ederler diyip kendimi yiyorum. Ama arkadaşlar gerçekten hani babana bile güvenmeyeceksin diyorlar ya aynen öyle olmuş ortalık... Herkesten herşeyi beklemek lazımmış.
Böyle acı tecrübeler, sıkıntılar yaşamamamız ve bu anlattığım yola hiç başvurma gereği duymamanız dileğiyle ben kaçayım..
Sevgiler
Sıkıntıya lüzum yok, her işte bir hayır vardır şekerim, böyle düşünmek gerek. (Bu arada kendime not: söylemesi kolay tabi :))
YanıtlaSilKendine not iyiymiş :)
SilBu kadar bilgi ve kültür içerisindesin ve yaşadıklarını hak etmediğini düşünmekbazen işten ayrılmaktan daha ağır gelebiliyor.Ama ben eminimki sen daha güzel bir çalışma içine gireceksin çünkü bu benim içime doğuyor.Bloğunu çok beğeniyorum yaptığın ve paylaştıkların o kadar basit değil.Bu konu ile ilgili kendini geliştirirsin belki güzel bir dekorasyon dükkanı açarsın, belki kendi işini kurarsın nasip gülüm herşey nasip,Hakkında hayırlısı olsun,sevgiler canım ayrıca bilgilendirdiğin için çok teşekkürler ben de çalıştığım yerde bir arkadaşım aynı durumda ve ona okudum yazını ve teşekkür ediyor sevgiler canım
YanıtlaSilSağol Feridecim. Yazdıklarımın bir işe yaramasına sevindim. Umarım kolaylıkla halleder arkadaşın işlerini.
SilSevgiler
Hayatta neler neler yaşıyoruz değil mi?? Şu anda belki göremiyorsundur ama yazılarından seni tanıdığım kadarıyla bir süre sonra bu olaydan geleceğe yönelik çok pozitif şeyler çıkaracağına eminim.. Sevgilerimi yolluyorum, ve bu arada eminim şimdi yeni yeni muhteşem Tilda Bebekler çıkacaktır ortaya..Onlara bayıldığımı söylemişmiydim :))
YanıtlaSilİnanın ben de ona üzülüyorum şu anda biliyor musunuz.. İnsan neler yaşıyor, ne beklemediği şeyler görüyor...
SilAma bazen elden bir şey gelmiyor işte..
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Sizin gibi zevkine bayıldığım birinden bunları duymak çok iyi geldi :)
Sevgilerimle
25 yıllık çalışma hayatı geçirmiş (ve hala geçirmekte olan), hem devlette hem özelde çalışmış biri olarak diyorum ki, "maalesef her yer aynı"! Ne devlette, ne de özelde çalışanın kıymetini bilmezler. Ancak yalakalık yapıp, yan gelip yatanlar (günün adamı olanlar) adam yerine konur. Valla bende yıllardır prensiplerimden ödün vermeden çalışmış biri olarak ancak vicdanım rahat, doğru insanım diye avunuyorum, başka türlüsü elimden gelmez çünkü. Karamsar bir tablo çiziyorum üzülerek, ama gerçek bu!
YanıtlaSilUmarım seninde hayatında yeni bir sayfa açılır ve mutlu olarak çalışırsın. Allah gönlüne göre versin. Sevgiler...
Kesinlikle çok iyi yapmışsın tatlım. Birçok kişi ödenmeyen maaşından ayrılırken vazgeçiyor, hatta işten çıkarken birçok kişiye alacağım yoktur diye ibraname imzalatıyorlar (ki mahkemede bu da geçersiz kılınabilir).
YanıtlaSilİş kanunu ve iş mahkemeleri her zaman işçiyi korur işverene karşı, tek sıkıntı davaların biraz uzun sürüyor olması ve dava açarken 500 TL civarında (minimum) dava gideri ve harç yatırmak zorunda olmak. Bu da yargılamanın sonunda zaten haksız çıkan taraftan alınıyor.
Maaşını işlemiş olan faiziyle beraber aldığında tüm yargılama safhasına değmiş diyeceksin. Yok öyle bedava adam çalıştırmak!
Bir avukat olarak keşke herkes senin gibi bilinçli olsa diyorum. Ne şanslıyım ki senin gibi hem akıllı hem yetenekli bir arkadaşım var. çok öpüyorum...