24 OCAK 2017
Ne çok isterdim uzun ara verdikten sonra 33.yaşımın gününü burada büyük heyecanlarla anlatayım. Ama kısmet olmadı.. Çok uzun konuşabilirim bugün.. Veya çok kısa.. Çok şey anlatmak isterken sinirlerim bunu kaldıramayıp bana lafı kısa kestirebilir, bilemiyorum. 2012 yılının haziran ayından beri kör topal hayatımın kısa kaydı burası. Çok zor zamanlarımı da yazdım, çok güzel zamanlarımı da.. Varsın bir tanesi en zoru olsun..
26 Aralık 2016 günü. O acaba mı diye beklediğim haberi aldım. Anne olacaktım! İnanamadım tekrar tekrar araştırdım, evet haber doğru. Anne oluyorum. Hayatının hiç bir döneminde çok bebek aşığı olmamış bi insanım. Bebekleri severim ama yolda gördüğüm her bebeği de çevirip öpmem. Yine de benden, sevdiğim insandan birer iz taşıyan bir insan fikri inanılmaz sıcaktı. Çok heyecan vericiydi. O akşam onun gözlerine bakıp haberi verdiğimde gördüklerim, hissettiklerim bugün gibi canlı hala.. Testler ne kadar bağırsa da doktora gidene kadar inanamadım. Kendi kendimi yanılttığımı düşündüm. Hatta emindim. Doktora gidince hiç bişeyin olmadığını görüp kendi salaklığıma gülecektim. Derken büyük gün geldi, doktor hanım salak olmadığımı ispat etti. Çok komik bi his. Biz şimdi anne-baba mı olacağız bakışmaları..
Sonra kalp atışı duymayı bekledim. Kalbi atana kadar kendimi kaptırmamaya kararlıydım. Her an her şey olabilirdi sonuçta. Derken yine o gün geldi, kalbi pır pırdı!
Aileler, arkadaşlar, bu haberi yıllardır bizden daha büyük özlemle bekleyen herkes haberdar edildi. Herkes bizden daha çok mutlu oldu sanki. Hayallerden çıkamıyoruz Allahım yarabbim :)
Sonra 24 Ocak geldi. 33.yaşım bitiyor! Aklımdan şu cümlenin geçtiğini hatırlıyorum "Allahım sana şükürler olsun! Bundan daha mutlu olamam heralde ömrümde!". Nasıl şükür dolu olmayayım, içimde büyüyen bebeğim, elimde 2 gün sonra gideceğimiz Londra biletim. Hayatımda en çok görmek istediğim yer Londra! Sevgilimin doğumgünü hediyesi. Durumumdan mütevellit çokça şımartıldığım bir günün akşamı bir hastane koridorunda ağlayarak bitti.. Ömrümün en zor anlarını geçirdiğim bir doğumgünü olarak bitti..
Kendimi suçladığım, hayattan nefret ettiğim bir 1 ayın sonunda sebep raporumuzu aldık. Bozuk kromozomluymuş bizim minik.. Bundan sonra bir minik daha ister miyim bilmiyorum.. İstesem de sağlıkla kavuşabilir miyim orasını hiç bilmiyorum.. Yine doktor kontrolleri, yine sorular, stresli günler.. Tek bildiğim şey içimde birşeylerin öldüğü.. Sanki bir parçam gitti onunla beraber. Meğer ne kadar hazırmışım bir "anne" kelimesine. Şimdi anladım...
26 Aralık 2016 günü. O acaba mı diye beklediğim haberi aldım. Anne olacaktım! İnanamadım tekrar tekrar araştırdım, evet haber doğru. Anne oluyorum. Hayatının hiç bir döneminde çok bebek aşığı olmamış bi insanım. Bebekleri severim ama yolda gördüğüm her bebeği de çevirip öpmem. Yine de benden, sevdiğim insandan birer iz taşıyan bir insan fikri inanılmaz sıcaktı. Çok heyecan vericiydi. O akşam onun gözlerine bakıp haberi verdiğimde gördüklerim, hissettiklerim bugün gibi canlı hala.. Testler ne kadar bağırsa da doktora gidene kadar inanamadım. Kendi kendimi yanılttığımı düşündüm. Hatta emindim. Doktora gidince hiç bişeyin olmadığını görüp kendi salaklığıma gülecektim. Derken büyük gün geldi, doktor hanım salak olmadığımı ispat etti. Çok komik bi his. Biz şimdi anne-baba mı olacağız bakışmaları..
Sonra kalp atışı duymayı bekledim. Kalbi atana kadar kendimi kaptırmamaya kararlıydım. Her an her şey olabilirdi sonuçta. Derken yine o gün geldi, kalbi pır pırdı!
Aileler, arkadaşlar, bu haberi yıllardır bizden daha büyük özlemle bekleyen herkes haberdar edildi. Herkes bizden daha çok mutlu oldu sanki. Hayallerden çıkamıyoruz Allahım yarabbim :)
Sonra 24 Ocak geldi. 33.yaşım bitiyor! Aklımdan şu cümlenin geçtiğini hatırlıyorum "Allahım sana şükürler olsun! Bundan daha mutlu olamam heralde ömrümde!". Nasıl şükür dolu olmayayım, içimde büyüyen bebeğim, elimde 2 gün sonra gideceğimiz Londra biletim. Hayatımda en çok görmek istediğim yer Londra! Sevgilimin doğumgünü hediyesi. Durumumdan mütevellit çokça şımartıldığım bir günün akşamı bir hastane koridorunda ağlayarak bitti.. Ömrümün en zor anlarını geçirdiğim bir doğumgünü olarak bitti..
Kendimi suçladığım, hayattan nefret ettiğim bir 1 ayın sonunda sebep raporumuzu aldık. Bozuk kromozomluymuş bizim minik.. Bundan sonra bir minik daha ister miyim bilmiyorum.. İstesem de sağlıkla kavuşabilir miyim orasını hiç bilmiyorum.. Yine doktor kontrolleri, yine sorular, stresli günler.. Tek bildiğim şey içimde birşeylerin öldüğü.. Sanki bir parçam gitti onunla beraber. Meğer ne kadar hazırmışım bir "anne" kelimesine. Şimdi anladım...
Yorumlar
Yorum Gönder